BİR BURUK GENÇLİK HİKAYESİ
  Bana dair birşeyler
 

KİMİM BEN?

 

Uzun bir hikaye bu öyle kolay kolay anlatılmaz. Söylenilmez de sevgiliye bir anda bu sözler. Yaralayabilir, üzebilir kendisini.

Farklıyım dedim sana başından beri. Farklı şeyler, farklı amaçlar için koşuşturuyorum. Yeryüzünü, insanları ve tüm canlıları hep başka gözle takip ediyorum. Her olayda bir sebep arıyorum kafama göre ve her olaydan pay çıkarıyorum kendime. Tabiatı yargılamak, insanları sorgulamak benim işim değil. Pek te teferruatlı değil zaten yaşananlar. Yeryüzünün en eski çağlarından beri bütün toplumlar kısacası tüm insanlık bilerek veya bilmeyerek hep aynı amaç için yaşamışlar şu dünyada. Dedim ya pek te teferruatlı değil yaşadıklarımız. Çünkü dikkatli bir şekilde incelediğimizde dünyaya gelişimiz bile basit bir nedene dayanıyor. Deneniyoruz! Gördüklerimiz hep var olan şeyler fakat göreceli bir dünyada yaşıyoruz.

İnanın ki her şey gelip geçici şu dünyada. Örneğin: İnsanoğlu. Doğuyor, büyüyor ve ölüyor. Bitkiler ve hayvanlarda öyle. Bir eser, unutulmaz bir yapıt bile bir zamanlar dilden dile dolaşırken, gün geliyor eskiyor ve unutulmaya yüz tutuyor. Kısacası unutulmaz sandığımız şeyler dahi yok olup gidiyor.

Yapılan en büyük iyiliklerin, verilen nice sözlerin unutulabildiği şu dünyada kalkıpta beni asla unutmamanı isteyecek değilim. Beklemiyorum da senden bunu. Fakat yaşadıklarım ve yaşadıklarını bir kenara, düşündüklerim ve düşündüklerini de diğer bir kenara koyarak bir kez daha anlamaya çalış; Kimim ben,neyim? Eğer ki bugüne kadar anlayamamışsan ve bu yazıda da bulamamışsan aradığın cevabı, bizi zor günler bekliyor demektir.

Ve şunu da unutma ki; Zaman bir çok derdin ilacı olmakla birlikte, bazı dertlerin de sebebini teşkil etmektedir.

 

 

 

HAYAL DÜNYAM

 

Hayaller. Ne güzeldir onlarla yaşamak ve onları bir yaşam biçimi haline getirmek. Gün gelir kötü günümüzde derdimize ortak, gün gelir iyi günümüzde yanımızda yoldaş. Hayatımız hep onlarla güzel ve hep onlarla yaşanası.

Bilmiyorum var mıdır hayal denen şeyi bilmeyen veya ben hayal kurmam diyen? Fakat unutulmamalıdır ki dünyasının temellerini hayaller üzerine kuranların sayısı pekte az değil. Ve bu yüzden dünya onlar için hep güzel ve hep yaşanası.

Ya ben? Benim de hayallerim vardı. Taa ki bir fırtınaya kapılıncaya kadar. Öyle bir fırtına ki; Beni ve hayallerimi benden çekip alan, dünyamı bir başka boyuta taşıyıp yaşanılmaz kılan.

Geçmişte beni de hayallerim yönlendirirdi. Yaptıklarım önce hayalimde canlanmış sonra hayatıma yansımıştır benim. Ya bugün? Bugün her şey bambaşka. Hayal alemimden koparılmış, mutluluk denilen şeyin peşine düşmüşüm. Herkes gibi kendimi mutlu edecek bir şeyler aramaya koyulmuşum. Günler günleri, aylar ayları kovalamış ve ben anlamışım ki mutluluğu hala daha bulamamışım. Bir çok kez ona yaklaşmış, bir çok kez de tutacak gibi olmuşum fakat sonuç hep aynı. Ben mutluluğun çok çok uzağında kalmışım.

Anlaşılan mutluluk bana hala ulaşılmaz, hala daha uzak. Oysa ki; Bir zamanlar mutluydum. Mutluluğun ne olduğunu bilmesem de o günlerim hayallerimle güzeldi. Ya bu günlerim? Bu günlerim anlaşılmaz bu günlerim karanlık ve bu günlerim mutluluktan çok uzak.

Artık anlıyorum ki ben bir zamanlar mutluydum. En azından sen olmasan bile hayallerimle mutluydum. Sana " Ne vardı kanıma girecek, mutluluğumu çekip alacak ne vardı " diye sormayacağım ama hayallerimi söndürmeyecektin, bu mutluluğu bana çok görmeyecektin. Çünkü ben hep hayallerimle mutluydum. Hayallerime girip beni bu dünyadan koparmayacaktın. Hata yaptın bir tanem hata yaptın. Beni hayallerimden ayırmayacaktın.

 




BENİM HAYATIM

 

Selam ey sevgili hayat! Bunca avare geçen günler ve geceler sonunda nihayet seni tanıyabildim. Meğer ne güzel bir şeymişsin sen. Ne farklı tatların ne farklı anların varmış. Bugün düşünüyorumda seni tanımamda yardımı dokunan öyle çok şey var ki her birine gerçekten minnettarım.

Yaşadığım her olay ve karşılaştığım her insanın seni tanımamda bir çok payı oldu. Kimileri yaptığı iyiliklerle karşılıksız yardımseverliği, kimileri yüzüme gülüp arkamdan vurarak bu dünyanın kalleşliğini öğrettiler birer birer. Fakat kazandırdıkları ve kaybettirdiklerine rağmen her birinin seni tanımamdaki payları gerçekten çok büyüktü.

Peki ya hayatıma giren kadınlar onlar ne verebildi ki bana. Sevinç ve mutluluk mu,çile ve gözyaşı mı? Sonuç her ne olursa olsun bir çok şey öğrendim onlardan. Dedim ya bir çok şey öğrettiler bana. Vefasız olmayı, karşılıksız sevgiyi ve en önemlisi söylenen önemsiz bir söz yüzünden aylarca çile çekmeyi öğrettiler bana. Fakat öğrenemediğim şeyler de vardı onlardan. Mesela insanı sevmeyi, sevene değer vermeyi. Bu ve bunun gibi güzel şeyleri bir türlü öğrenemedim onlardan. Tüm bunlara rağmen bir şekilde bugünlere ulaştık işte. Yıkılmadık ayaktayız, yeni umutlarla yeni yarınlara bakmaktayız. Bu yüzden hayatı tanımamda bana yardımı dokunan her şeye ve de hayatın ta kendisine tekrar teşekkürler.

 

 

 

ACI SUSKUNLUK

 

Susmanın acı veren sonucu benim dün gece yaşadıklarımdır işte. Anladım ki en iyisi yapılan yanlışa o anda karşı çıkmak ve o anda söylemek tüm söylenmesi gerekenleri. Susmamak karşı koymak ve yenilmemek. İnanın ki en iyisi bu.

Ve benim biricik varlığım, uğruna çok şeyden vazgeçtiğim insan! Soruyorum şimdi sana; Çoğu zaman bu gibi olaylar karşısında sende üzülüp sende susmadın mı ve de ağlamadın mı sabahlara kadar? Ne kadar zor değil mi, ne kadar acı verici? Göz göre göre kahrolurken hiç bir şey söyleyememek, kafanı şöyle duvardan duvara vuramamak ne kadar acı verici öyle değil mi?

İnsanın yalnız kaldığında, içine gömdüğü karmaşık duyguları su yüzüne çıkarıp teker teker çözmeye çalışması öyle zor ki. Ve tüm bu olanlardan sonra üzülmek, ağlamak... Katlanılamaz bir duygu.

Ve ağlıyorum işte. Hem de gözlerimden sel gibi yaşlar boşanırcasına. Neden yapıyorum bilmiyorum ama ağlıyorum işte. Ben eskiden böyle değildim inan. Bir bir hatırlarım o günleri. En son ağladığımda ya şekerimi ya da oyuncağımı almışlardır elimden. Ya şimdi? Şimdi bir güzel yüzünden ağlıyorum. Bilmeden de olsa bana yaşattığı acılar için ağlıyorum. Vuruyorum işte kafamı duvardan duvara. Yanlış anlama sakın kızdığımdan değil sustuğumdan vuruyorum. Üstelikte seviyorum. Sana olan hislerimi ne başımın ağrısı ne de gözyaşlarım silemiyor. Hepsi ama hepsi küçük kalıyor yanında. Yıkılan benliğim, incilen gururum küçük kalıyor anlasana.

Ruhumda yıkılmaz bir kale kurmuşsun, yıkamıyorum. Bedenimde vazgeçilmez bir yere sahipsin, söküp atamıyorum. Kahretsin susuyorum. Ve ben seni hala daha seviyorum.

 
  Bugüne kadar toplam 8349 ziyaretçi (12621 klik) burdaydı!  
 
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol